İmam Şafi'i ve İmam Malik namazın terkini küfür görüyor iddiası

 İmam Şafi'i ve İmam Malik namazın terkini küfür görüyor iddiası




Namazın terkinin küfür oluşunda sahabenin icma ettiği doğru mudur ? Muasır bazı kimseler İmam Malik ve İmam Şafii'nin namazın terkini küfür gördüğünü, bunların küfür görmediği söyleyenlerin yanlış söylediğini söylüyorlar. Bu doğru mudur ?


 


İlk olarak sahabenin bu konuda icması söz konusu değildir, bazı kimseler bu konuda İmam Tirmizi'nin İbn Şakik'ten naklettiği bir rivayeti öne sürerek, sahabenin icma ettiğini iddia etmiştir.


 


كان أصحاب محمد لا يرون شيئا من الأعمال تركه كفر غير الصلاة


 


Abdullah bin Şakik (رحمه الله) dedi ki:


 


"Muhammed'in ashabı amellerden namazın terki müstesna, (hiçbir) şeyin (amelin) terkini küfür görmezdi"


 


Sunen, Tirmizi 2622


Rivayeti Hakim'de aynı senet ile Ebu Hureyre'nin kavli olarak, İbn Şakik'ten nakletmiştir. Aslolan İbn Şakik'ten olmasıdır. 


 


İlk olarak bu rivayete baktığımızda, rivayeti Abdullah bin Şakik'ten nakleden Ebu Mes'ud el-Curayri el-Basri'dir. Kendisi ölmeden önce ihtilata uğramış bir kimsedir.


 


Yahya el-Kattan, İbn Main, Ebu Hatım, Nesai ve ehli hadisin hepsi, kendisinin ihtilata uğradığını söylemişlerdir.


 


أتيت الجريري سمعته يقول حدثنا عبد الله بن بريدة عن عبد الله بن عمرو قال بين كل أذانين صلاة فلما خرجت قال لي رجل إنما هو عن عبد الله بن مغفل فرجعت إليه فقلت له فقال عن عبد الله بن مغفل


Yahya bin Said el-Kattan (رحمه الله) dedi ki


"el-Curayri'ye geldim, Ondan işittim "Bize Abdullah bin Bureyde tahdis etti, o Abdullah bin Amr'dan, (rivayet ederek) 'Her iki ezan arasında (ezan ve kamet arasında) namaz vardır' diyordu. Onun (yanından) çıkınca, bir adam bana 'O (ya'ni bu rivayet), ancak Abdullah bin Muğaffel'den'dir (Abdullah bin Amr'dan değildir)' dedi. Bunun üzerine ona döndüm ve kendisine bunu söyledim, (o da evet) Abdullah bin Muğaffel'dendir' dedi"


 


Duafa'ul-Kebir 561


 Bu rivayeti Curayri'den nakleden Bişr bin el-Mufaddal ondan ihtilat öncesi mi ihtilat sonrası işitmiş tesbit edemedim. İmam Buhari, Bişr'den o Curayri'den sahihhinden sadece bir rivayeti İbn Uleyye ile beraber nakletmiş ve Curayri bu rivayet ile İbn Şakik'ten teferrüd etmiştir.


 


Bununla beraber rivayet sahih olsa bile İbn Şakik sahabenin hepsinden işitmemiştir, üç ya da dört tane sahabeden işitmiştir. Bu da asla icma sayılamaz.


 


Bu hususta Ömer ve İbn Mes'ud gibi bazı sahabelerden, bazı kaviller gelmiştir.


 


Hakeza velevki bu hususta icma olsaydı bile, bunun adı sukuti icma olurdu. Sukuti icmanın hükmü de tartışmalıdır.


 


İmam Şafi'i ve İmam Malik'in bunu küfür saydığı iddiasına gelince ;


 


Bir takım kimseler bu hususta İmam Şafii'nin talebesi Muzenni'den bir nakilde bulunmuşlardır. O rivayete önce bi bakalım. 


 


يقال لمن ترك الصلاة حتى يخرج وقتها بلا عذر لا يعملها غيرك فإن صليت وإلا استتبناك فإن تبت وإلا قتلناك كما يكفر فنقول إن آمنت وإلا قتلناك


 


İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:


Vakti çıkıncaya kadar namazı özürsüz terkeden kimseye 'Senden başkası bunu yapmıyor. Eğer kılarsan (ne ala) yoksa sana istitabe uygularız. Eğer tevbe edersen (ne ala), yoksa seni öldürürüz' denilir. Nasıl ki küfredene 'Eğer iman edersen (ne ala), yoksa seni öldürürüz' dediğimiz gibi"


 


Muhtasar'ul-Muzenni syf 197


 


İmam Şafii'nin kavlinde namazın terkinin küfür olmadığı açıktır. Burada o kendisine uygulanacak haddin ve metodunun, küfreden kimseye uygulanacak had gibi olduğunu söylemiştir. Tıpkı sihrinde küfür olmayan, lakin insanlara sihriyle zarar veren sahire uygulanan had hususunda olduğu gibi. 


 


Nitekim akabinde Muzenni'de namazın terkinin had olarak imanın terki gibi olduğunu söylemiştir.


 


Bununla beraber İmam Şafii'nin bu hususta başka kavlide vardır.


 


حضور الجمعة فرض فمن ترك الفرض تهاونا كان قد تعرض شرا إلا أن يعفو الله كما لو أن رجلا ترك صلاة حتى يمضي وقتها كان قد تعرض شرا إلا أن يعفو الله


İmam Şafi'i (رحمه الله) dedi ki:


"Cum'aya hazır olmak farzdır ! Kim gevşeklikle farzı terkederse, Allah'ın onu affetmesi müstesna, o şerre düçar olmuştur. Nasıl ki bir adam vakti çıkıncaya kadar namazı terkederse, Allah'ın onu affetmesi müstesna, o şerre düçar olmuştur"


Görüldüğü üzere İmam Şafi'i seraheten bu kimsenin dinden çıkmadığını söylemiştir.


 


Bu kimseler kendi mezheblerini haklı çıkarmak için, ilerde zikredeğim üzere İmam Şafii'nin ashabının kavillerini bırakıp, Tahavi'nin kavillerine tutunmuşlardır. 


 


Hakeza bu kimseler bunu İmam Malik'e de nisbet etmişler ve asla bir tane bile kavlini zikredemeden, tıpkı Muzenni'de yaptıkları gibi, kelam yapmak sureti ile ondan had ile ilgili sözlerin küfür olduğunu iddia edip, sanki ümmette bu konuda ihtilafın olmadığını, sadece  Ebu Hanife'nin böyle söylediğini iddia ederek, delilleri karartmışlardır.


 


İbn'ul-Munzir ilim ehlinin bu hususta ihtilaf ettiğini, İbrahim, Eyyub, İbn Mübarek, Ahmed ve İshak gibi alimlerin bunu küfür saydığını, Mehkul, Malik, Hammad bin Zeyd, Veki ve Şafii'nin bunu küfür saymadığını ولم تسمه هذه الطائفة كافراً 'Bu Taife (Malik, Şafi'i ve diğerleri) bunu küfür olarak isimlendirmedi' diyerek, bunların bunu küfür görmediğini ispat etmiştir.


Hakeza İbn'ul-Munzir Muzenni'nin istitabe olayınında, küfür olmadığını söylemiştir.


 


İbn'ul-Munzir ki, Rebi'ye talebelik yapmış, Şafii'nin ve talebelerinin kavillerini en iyi bilendir. Bu hususunda asla Tahavi ile kıyas bile edilmeyecek bir kimsedir.


 


İmam Mervezi 


 


ومن الأخبار التي احتجوا بها في امتناعهم من إكفار تارك الصلاة حديث عبادة بن الصامت


 


"Ubade bin Samit hadisi, namazı terkedenin tekfirinden men edenlerin ihticac ettiği haberlerdendir"


Şeklinde söylemiş, akabinde namazın terkinin küfür olmadığına dair delil alınan bazı hadisleri zikretmiş ve şöyle söylemiştir ;


 


وكان ممن ذهب هذا المذهب من علماء أصحاب الحديث الشافعي رضي الله عنه وأصحابه أبو ثور وغيره وأبو عبيد


 


"Hadis ashabından bu mezhebe (namazın terkinin küfür olmadığına) giden alimler, Şafi'i -Allah ondan razı olsun- talebesi Ebu Sevr ve diğerleri ve Ebu Ubeyd'dir"


 


Ta'zimu Kadr'is-Salat 2.cilt syf 950-955


 


Yine İbn'ul-Munzir bu hususta Nebi'den nakledilen, 'Kişi ile küfür-şirk arasında namazın terki vardır' rivayeti ve benzeri rivayetlerin zahiri üzere olmadığını, bunların tıpkı 'Müslümana sövmek fısk, onunla savaşmak küfürdür, Müslümana kafir diyen kişiye küfür döner' rivayetleri gibi, tevile muhtaç olduğunu söylemiştir.


 Hakeza namazı terkedenin öldürülüp öldürülmemesi meselesinde, İbn Şihab ez-Zuhri'den habsedileceğini nakledip, onunda bunu küfür saymadığını göstermiştir.


 


el-İşraf, ala mezahib'il-Ulema 8.cilt syf 246-250 


 


Bunu Mervezi'de Zuhri'den nakletmiştir. 


 


أنه سئل عن الرجل يترك الصلاة؟ قال إن كان إنما تركها أنه ابتدع دينا غير دين الإسلام قتل وإن كان إنما هو فاسق ضرب ضربا مبرحا وسجن


 


İbrahim bin Sa'd (رحمه الله) dedi ki:


 


"Ona (Zuhri'ye) namazı terkeden bir adamdan soruldu. Zuhri 'Eğer bu kimse İslam dışında başka bir dine girmek (mürted olduğu) için terkediyorsa, o katledilir. Eğer (bunun dısında yani inkar olmaksızın terkediyorsa), o fasıktır, şiddetli bir şekilde dövülür ve hapsedilir' dedi"


 


Ta'zimu Kadr'is-Salat 2.cilt syf 957


Zuhri sahabeye talebelik yapmış bir kimsedir. O Enes'ın talebelerinin önde gelenlerindendir. Sahabe arasında icma olsaydı, onlara talebelik yapan Zuhri, onlara muhalefet eder miydi bunu okuyucuya bırakıyorum.


 


Özet olarak bu mesele, ilim ehlinin hilaf ettiği bir meseledir. Olayları saptırmak yerine, bu hususta Ahmed gibi alimlerin kavillerini nakleden kimseye bir sözüm olamaz. Lakin kendi mezhebini hak çıkarmak için, nakilleri saptırmak ve ilim ehline iftira etmek, ahlaklı kimselerinin yapacağı işlerden değildir. Bu hususta hata ile yapanlar olabilir, benim sözüm bunu kasten yapan kimse üzerinedir.


Asrın en büyük fecaatı ve bidatlerinden biride, tarihte bir mesele ile meşhur olmuş bir alimin, sözünün zıddını söylediğini iddia etmektir. Bu, ilimden uzak, mezhebini hak yapabilmek için, kişinin nakilleri saptırmasıdır. Rabbim böyle kimseleri ıslah eylesin.





Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cengiz Han'ın "El-Yasek" adlı kanun kitabı ile hükmedip tekfir edilişi'nin tahlili

Ölüler ile İstiğase'nin Hükmü

İbn Teymiyye Uyanık Olduğu Halde Nebi (S.A.V, ) in yanına geldiğini söyleyenler Hakkında Dedi Ki ;