Şah Veliyullah Ed Dihlevi Mekkeli Müsriklerin İtikadlarını Şu Şekilde İzah Ediyor;
Şah Veliyullah Ed Dihlevi Mekkeli Müsriklerin İtikadlarını Şu Şekilde İzah Ediyor;
Müşrikler; önemli olayların idaresi konusunda, yine olması kesin olarak programlanıp kararlaştırılan şeyler hakkında Müslümanlarla aynı şekilde düşünmektedirler. Bunun dışında diğer konularda ise farklı bir inanca sahiptirler.
Bunlar, daha önceki nesillerden salih insanların Allah'a ibadet ettiklerini, O'na yaklaştıklarını, bunun sonucunda da Allah Teâlâ'nın onlara uluhiyyet verdiğini, böylece onların da, diğer insanların kendilerine ibadette bulunmasına hak kazandıklarını kabul ederler ve inançlarını şöyle bir örnekle açıklarlar: Hükümdarlar hükümdarına kölesi hizmet eder, hizmetinde kusur göstermez ve onun teveccühünü kazanır. Bunun sonucunda da hükümdar ona, saltanat hilati verir ve ülkesinin bir bölümünün idaresini ona havale eder. Bu makama ulaşmasıyla artık ona, (aslında köle olmasına rağmen) o ülke halkının itaati vacip olur.
Bunlar şöyle derler: Allah'a yapılan ibadetin kabul edilmesi için, mutlaka bunlara ibadette bulunulması da gerekir. Dahası, Allah Teâlâ, son derece yücedir, erişilmez bir yerdedir; bunun için de, O'na doğrudan ibadette bulunmak bizatihî insanı O'na yaklaştıramaz. Bu itibarla, Allah ile kullar arasında aracı olmaları ve O'na yaklaştırmaları için, mutlaka sözü edilen salih insanlara ibadet etmek gerekir.
Bu inançlara sahip olan müşrikler, zamanla onların adına taşları yontmuşlar ve bu heykelleri ibadetleri esnasında kendilerine kıble edinmişlerdir. Arkalarından gelen nesiller, bu kıble edinilen putlarla, o putların temsil ettiği kimseler arasındaki bağlantıyı kavrayamaz olmuşlar ve önlerindeki putların, bizatihî mabûd olduğunu düşünmeye başlamışlardır. Bunun içindir ki Allah Teâlâ, onları reddederken, bazen hükümranlığın ve mülkün sadece kendisine ait olduğunu, bazen de onların cansız olduklarını beyan yoluna gitmiştir. Nitekim bir âyette şöyle buyurmuştur:
"Onların yürüyecekleri ayakları mı var, yoksa tutacakları elleri mi var, veya görecekleri gözleri mi var, yahut işitecekleri kulakları mı var?" (A'raf, 195)
( Kaynak Şah Veliyyullâh ed-Dihlevî/Huccetullahi'l Baliga/ Sayfa 116)
Yorumlar
Yorum Gönder