İMAM EBU HANİFE İLE ÖĞRENCİSİ ARASINDAKİ SORULU CEVAPLI MÜZAKERE ESERİNDE İBADETİN TANIMI

 İMAM EBU HANİFE İLE ÖĞRENCİSİ ARASINDAKİ SORULU CEVAPLI MÜZAKERE ESERİNDE


                      İBADETİN TANIMI



 

İmam Ebu Hanîfe’nin, öğrencisi ile kendisi arasında sorulu cevaplı müzakere tarzında yazılan malum eserinde şöyle dediği geçer:

قال المتعلمُ رحمه الله: هذا لَعَمْري هو قول أهلِ الوَرَعِ والتثبتِ. ولكن أخبرني أليس من أطاعَ الشَّيْطَانَ وطلب مرضاته فهو كافر وعابد الشيطان؟

قال العالم : أو علمت ما أردتَ بهذه المسألة ؟ إِنَّ المُؤمِنَ إِذا عصى الله تعالى ليس يكون بمعصيته تلك مُطيعًا للشيطان، طالبًا لمرضيه، يتعمد ذلك، وإن وافقَ عَمَلُه للشَّيْطَانِ طاعةً ورِضًا

قال المتعلم رحمه الله: أَخْبِرْني عن العبادة ما تفسيرها؟ قال العالم : إسم العبادة إسم جامع يجتمع فيه الطاعةُ والرَّغْبة والإقرار بالربوبية وذلك أنه إذا أطاع الله العبد في الإيمان به دخل عليه الرجاء والخوفُ الله، وإذا دخل عليه هذه الخِصال الثلاثُ فقد عبده، ولا يكون مؤمنًا بغير من رجاء وخوف، ولكنه رب مؤمن يكون خوفه مِن اللهِ أَشدَّ وآخرُ يكون خوفه أقلو كذلك من أطاعَ أحدًا رجاءَ ثوابه ومخافة عقابه مِن دونِ اللهِ فقد عبده. ولو كان العمل بالطاعة وحدَها في كلِّ شيء عبادة لكانَ كُلُّ مَنْ أطاعَ غَيْرَ اللهِ تعالى فقد عبده

"Öğrenci dedi ki: Ömrüme and olsun ki senin bu sözün Allah'tan korkan ve dikkat sahibi birisinin sözüdür. Peki, söyler- misin, şeytana itaat eden ve onun rızasını kazanmaya çalışan kişi şeytanın kafir bir kulu olmaz mı?

Alim (Ebu Hanife) dedi ki: Sen bu sualinle neyi kastettiğini biliyor musun? Mümin kişi Allah'a isyan ettiğinde, her ne kadar ameli itaat ve onun rızasını kazanmaya zâhirde benzese de ha- kikatte şeytana itaat eden ve onun rızasını kazanmayı kasteden sayılmaz.

Öğrenci dedi ki: Bana ibadetten haber ver, onun gerçek tefsiri nedir?

***Alim (Ebu Hanife) dedi ki: İbadet lafzı, içinde itaatin, rağbetin ve rububiyet ikrarının toplandığı genel bir lafızdır.***

Kul, iman konusunda Allah'a itaat ettiği zaman kalbinde Allah'tan korku ve ümit hâsıl olur. Zikrettiğimiz bu üç şey (yani itaat, rağbet ve ru- bubiyet itikadi) birden hâsıl olursa o zaman hakiki olarak O'na kulluk etmiş olur. Kişi Allah'tan korkusu olmadan ve O'ndan ümit etmeden mümin olamaz. Ancak ne var ki müminlerin Allah'tan korkuları derece derece olduğu için kimininki diğerine göre fazla, kimininki ise az olur.

Aynı şekilde her kim Allah'tan başkasına, sevabını umarak ve azabından korkarak itaat ederse ona ibadet etmiş olur. Eğer zikrettiğimiz (itaat edilen bir zatın rububiyetine itikat etme, aza- bından korkma ve ondan sevap umma gibi itikatlar olmadan) sadece amelen itaat etmekle ibadet etme vâki olsaydı; Allah'tan başkasına herhangi bir konuda itaat eden herkes, itaat ettiği şeye ibadet etmiş sayılırdı."

(Kaynak El-Alim ve’l-Muteallim sayfa 71)






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cengiz Han'ın "El-Yasek" adlı kanun kitabı ile hükmedip tekfir edilişi'nin tahlili

Ölüler ile İstiğase'nin Hükmü

İbn Teymiyye Uyanık Olduğu Halde Nebi (S.A.V, ) in yanına geldiğini söyleyenler Hakkında Dedi Ki ;