MUHAMMED EBİ ZEMENİN EHLİ SÜNNETİN VAAD VE VAİD MESELESİNİ İZAH EDERKEN DEDİ Kİ ;
MUHAMMED EBİ ZEMENİN EHLİ SÜNNETİN VAAD VE VAİD MESELESİNİ İZAH EDERKEN DEDİ Kİ ;
۱۸۲ حَدَّثَنَا الْأَصْمَعِي قَالَ: كُنَّا عِنْدَ أَبِي عَمْرِو بْنِ الْعَلَاءِ فَجَاءَهُ عَمْرُو بْنُ عُبَيْدٍ فَقَالَ: يَا أَبَا عَمْرٍو هَلْ يُخْلِفُ اللَّهُ
الْمِيعَادَ قَالَ: لَا ، قَالَ: أَرَأَيْتَ إِذَا وَعَدَ عَلَى عَمَلٍ ثَوَابًا يُنْجِزُهُ؟ قَالَ: نَعَمْ، قَالَ: فَكَذَلِكَ إِذَا وَعَدَ عَلَى عَمَلٍ عِقَابًا، قَالَ: فَقَالَ أَبُو عَمْرِو رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُ: إِنَّ الْوَعْدَ غَيْرُ الْوَعِيدِ إِنَّ الْعَرَبَ لَا تَعُدُّ خُلْقًا أَنْ تُوعِدَ شَرًّا فَلَا تَفِي بِهِ، وَإِنَّمَا الْخُلْفُ أَنْ تَعِدَ خَيْرًا فَلَا
تَفِي بِهِ، ثُمَّ أَنْشَدَ:
وَلَا يَرْهَبُ ابْنُ الْعَمِّ وَالْجَارُ صَوْلَتِي ** وَلَا أُنْثَنِي مِنْ خَشْيَةِ الْمُتَهَدِّدِ
وَإِنِّي إِذَا أَوْعَدْتُهُ أَوْ وَعَدْتُهُ ** لَمُخْلِفٌ إِيعَادِي وَمُنْجِزٌ
مَوْعِدِي
Asma'i dedi ki: Bir keresinde Ebu Amr bin Ala'nın yanındaydık. Derken Amr bin Ubeyd gelip şöyle dedi:
- Ey Ebu Amr! Allah sözünü bozar mı?
Ebu Amr:
- Hayır.
- Ne dersin, bir amele sevap vereceğini vâdettiyse sözünü tutar mi?
- Evet.
Peki, aynı şekilde bir amele ceza vereceğini vådettiğinde de mi?
Ebu Amr bu soru üzerine şöyle dedi: "Vaad, vaidden başkadır.
Araplar, kötülük vådedip sözüne vefa göstermemeni sözünde durmama saymazlar.
Sözünde durmama, ancak iyilik vådedip sonra vefa göstermemendir." Sonrasında şu şiiri okudu:
Amcaoğlum ve komşum, saldırımdan korkmaz, Tehditkârdan çekinerek eğilip bükülmezler.
Çünkü ben vådettiğim veya vaid ettiğimde, Kesinlikle vaîdimi bozar, vaadimi yerine getiririm.
(Kaynak Ebi Zemenin /Usulus sunne Sayfa 157/158)
Yorumlar
Yorum Gönder