İbni Ebi Zeyd El Kayrevani Bolüm (294) [Padişahın olmadığı bir ülkede fikir sahibi insanlar, anlaştıkları şekilde hükm etmeleri ile ilgli soru]:

 İbni Ebi Zeyd El Kayrevani 

Bolüm (294) [Padişahın olmadığı bir ülkede fikir sahibi insanlar, anlaştıkları şekilde hükm etmeleri ile ilgli soru]:

Fâkih İbni Ebi Zeyd'e böyle bir soru soruldu.

وكذلك

٢٩٤ - مسألة في البلد ليس فيه سلطان

فيجتهد أهل الرأي في الحكم بما اتفقوا عليه ]

وسألته عن قوم ليس لهم سلطان يَكُف بعضُهم عن بعض، فيتفق ذور (۲) ضرب أحدًا منهم أو شتمه أخذوا الرأي منهم على أن من منه بقرة، أو أو يَعْرَمُ شيئا قد عقدوه على رأيهم؛ ليزدجر الناس، ويكف بعضُهم عن بعض، هل

جوز ذلك لهم ؟

قال: لا يجوز ذلك، وإنما ينبغي أن تجري الأمور على ما أوجب الله فيها.

Bir toplumda emniyet sağlayan Sultan olmadığı için, içlerinden görüş sahibi olanlar, birine vuran veya hakaret eden kimseden bir ineğinin alınacağı veya bir cezaya çarptırılacağı konusunda ittifak etmişler ve görüşleri doğrultusunda anlaşmaya varmışlar, taki İnsanlara caydırıcı olsun ve birbirlerinden el çeksinler diye, bu yaptıkları (koydukları caydırıcı kanun) caiz midir?

Fâkih ibni Ebi Zeyd Dedi ki: 

Bu caiz değildir, işler ancak Allah'ın vacib kıldığı şekilde yapılmalıdır.‌‌

Bu alıntı Maliki Fâkih Ebû Muhammed Abdullah b. Ebî Zeyd el Kayrevani'nin fetvalarındandır.

_______

⏩️Bu nakilden anlaşılmaktadır ki, sırf şeriata aykırı olan bağlayıcı bir hüküm üzerinde ittifak etmek (Kufur sebebi ve menâtı olmaksızın) küfür değildir, buna binaen onunla hükmeden hâkim kâfir olmaz, keza ona muhakeme olan da kâfir olmaz.

Şeriata aykırı olan bu hüküm en fazla haram ve büyük bir günahtır, çünkü Yüce Allah'ın vacib kıldığı hüküm ile sadece muhalefet var içinde ve Küfür sebepleri taşımıyor.‌‌