İmam Malik’in miras konusundaki bir fetvası ve İbn Hazm’ın yorumu:
İmam Malik’in miras konusundaki bir fetvası ve İbn Hazm’ın yorumu:
İbni Hazm dedi ki: (Muhalla, 9/308)
“Ebu Hanife dedi ki: “Bize muhakeme olmadıkları sürece zimmet ehlinin miras taksimatı kendi dinlerine göredir.”
Malik dedi ki: (Müdevvene, 2/599)
“Kitap ehlinin miras taksimatı, ister varislerden biri taksimattan önce müslüman olsun ister olmasın dinlerine göredir.”
Ebu Muhammed İbni Hazm dedi ki:
Ebu Hanife’nin ve ona muvafık olan Malik’in sözlerini daha önce reddetmiştik.
Küfrü, Yahudi ve Hristiyanları müslümanın üzerine hakem yapmaktan daha çirkin bir şey yoktur.
Bunlar (Ebu Hanife ve Malik) müslüman hakkında Yahudi ve Hristiyanların dinindeki şeytanın hükmüyle hükmedilmesini vacip yaptılar.” (Bitti)
Soru şu:
İmam Malik gerçekten de muharref mensuh bir şeriatın tağuti hükmüne muhakeme olup tabi olmasını bir müslümana vacip kıldığı halde neden tekfir edilmiyor?
İbni Hazm olayı tağuta muhakeme olarak vasıflayıp Malik’in fetvasını kötülemesine rağmen şahsını neden tekfir etmiyor?
İmam Malik’in fetvası orada durduğu halde neden şimdiye kadar hiç tekfirini tasrih eden bir tane sözü dinlenilir alim çıkmadı?
Bu dinin taşıyıcı alimleri şirk gibi dinin en önemli konusunda suskun kalıp beyan etmemeleri aklen ve nakil açısından caiz olur mu?
Bu gerçekler küfür olan muhakemenin ancak inkarla olabileceğini göstermiyor mu?
Yorumlar
Yorum Gönder