ALLAH'IN ULUV'DA OLDUĞU KONUSUNDA İCMA

 ALLAH'IN ULUV'DA OLDUĞU KONUSUNDA İCMA







Hamd âlemlerin rabbine,salât ve selâm onun rasulune olsun.


Allah'ın izni ve yardımıyla Ehli Sünnet âlimlerinin -bila keyf- Allah'ın arşın üzerinde olduğuna ve mahlukatından ayrı olduğuna dair icma ettiğini aktaracağım.


Öncelikle Allah'ın Arşın üzerinde olduğuna dair ayet ve hadisler çokça varid olmuştur. Fakat bunlar muhalifler tarafından Tévil edildiği için ben direk ehl-i sünnet ulemalarından sarih ifadeler ile nakil yapacağım.


Peygamberler'den sonra yeryüzünun en hayırlı insanı,peygamber sav'in sahabesi olan Ebu Bekir ra dedi ki: 


أيها الناس، إن كان محمد إلهكم الذي تعبدون فإن إلهكم قد مات، وإن كان إلهكم الذي  في السماء فإن إلهكم لم يمت.


Ey insanlar! Eğer Muhammed sizin taptiginiz ilahınız ise şüphesiz ki ilahınız ölmüştür. Fakat eğer ilahınız  semada olan ise şüphesiz ki ilahınız ölmemiştir. 


[İbn-i Ebi Şeybe,El-Musannef,21/126]


Keza gene peygamber sav,in eşi olan Hz Zeynep ra dedi ki: 


زوجكن  أهاليكن، وزوجني الله تعالى من فوق سبع سماوات. 


Sizi aileleriniz evlendirdi. Beni ise yedi gök semanın üzerinden Allah evlendirdi. 


[Buhari,Sahih-i'l Buhari,6/2699]


Gene sahabelerin en büyük âlimlerinden olan İbn-i Mesud ra dedi ki: 


والله تعالى فوق العرش، ولا يخفى عليه من أعمالكم شيء.


Allah'u Teâlâ Arşın üzerindedir.Ve sizin amellerinizden hiçbirşey Allah'a gizli kalmaz.


[Beyhakî,El-Esma Ve's Sifat,2/292]


İmam Zehebi İbn-i Mesud'un nakli ile alakalı şunları söylemiştir:


حديث ابن مسعود قال: "العرش فوق الماء والله فوق العرش لا يخفى عليه شيء من أعمالكم". 

رواه عبد الله بن الإمام أحمد  في السنة" له، وأبو بكر بن المنذر، وأبو أحمد العسال، وأبو القاسم الطبراني، وأبو الشيخ، وأبو القاسم اللالكائي، وأبو عمر الطلمنكي، وأبو بكر البيهقي وأبو عمر بن عبد البر في تواليفهم. وإسناده صحيح.


İbn-i Mesud hadisinde dedi ki: arş suyun üzerindedir. Allah arşın üzerindedir. Amellerinizden hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz. Bunu Abdullah bin Ahmed sünne adlı eserinde rivayet etmiştir. Ebu Bekir İbn-i'l munzir,Ebu Ahmed El-Assal,Ebu'l Kasım Et'Taberani,Ebu'Şeyh,Ebu'l Kasım El'Lalekai,Ebu Ömer Et'Talenmeki,Ebu Bekir El-Beyhaki ve Ebu Amr İbn-i Abdi'l Ber rivayet etmiştir. Senedi ise sahihtir. 


[Zehebi,El-Uluv,103]


Keza Hz. Aişe ra şöyle demektedir: 


 ولكن علم الله  من فوق عرشه أني لم أحب قتله.


Fakat Allah arşın üzerinden bildi ki, ben onun(osman ra) ölümüne sevinmedim. 


[Darimi, Ar'radd-u Ale'l Cehmiyye,60]


Tabiin âlimlerinden olan imam dahhak şöyle demektedir:


هو على العرش، وعلمه معهم.


O(Allah) Arşın üzerindedir. İlmi onlarla beraberdir. 


[Ebu Davud, Mesail'u'l İmam Ahmed,353]


Gene imam Mâlik rh şöyle der:


الله في السماء، وعلمه في كل مكان، لا يخلو من علمه مكان.


Allah semadadır. Onun ilmi heryerdedir. Onun ilminden hiçbir mekan boş kalmaz. 


[Ebu Davud, Mesail'u'l İmam Ahmed,353]


Bu arada imam malikten bu rivayeti çokça ulema yapmıştır.


Gene tabiin âlimlerinden Süleyman Et'Teymi şöyle der: 


لو سئلت أين الله؟  لقلت في السماء.


Eğer bana Allah nerede diye sorulursa, semada derim. 


[Buhari, Halk-u Efalu'l İbad,33]


Hammad bin Zeyd kendisine cehmiyyeler zikredilince şöyle der: 


إِنَّمَا يُحَاوِلُونَ أَنْ يَقُولُوا لَيْسَ فِي السَّمَاءِ شَيْءٌ،


Onlar semada hiçbirşey'in olmadığını söylemeye çalışıyorlar. 


[El-İsbehani,Hilyetü'l Evliya,6/258]


İmam ibni'l mübarek dedi ki:


وقيل له: كيف تعرف ربنا؟  قال: «فوق سماواته على عرشه.


Ona dendi ki: rabbimizi nasıl biliyorsun? Dedi ki: semalaranın üstüne arşın üzerinde. 


[Buhari,Halk-u Efalu'l İbad,30]


Keza Said bin Amir dedi ki: 


الجهمية أشر قولا من اليهود والنصارى، قد اجتمعت  اليهود والنصارى، وأهل الأديان أن الله تبارك وتعالى على العرش، وقالوا هم: ليس على العرش شيء.


Cehmiyyeler (söyledikleri) söz olarak yahudi ve Hristiyanlar'dan daha şerlidirler. Yahudi, Hristiyan ve din ehilleri Allah'ın arşın üzerinde olduğunda ittifak ettiler. Fakat onlar(cehmiyyeler) dediler ki: arşın üzerinde hiçbir şey yoktur. 


[Buhari, Halk-u Efalu'l İbad,30]


Gene Muhammed bin Yusuf El-Firyabi şöyle demektedir: 


من قال إن الله ليس على عرشه فهو كافر، 


Kim Allah arşın üzerinde değil derse o kâfirdir. 


[Buhari, Halk-u Efalu'l İbad,33]


İmam Ahmed'e İbn-i'l mubareğin Allah arşın üzerindedir sözü sorulunca imam Ahmed şöyle dedi:


هكذا هو عندنا.


Bizim yanımızda'da böyledir. 


[İbn-i Batta, İbanetu'l Kübra,7/156]


Keza imam şafinin öğrencisi olan imam Muzeni dedi ki: 


عال على  عرشه في مجده بذاته


Kendi yüceliğinde zatı ile arşın üzerine yükselmiştir. 


[Muzeni, Şerh-u's Sünne,75]


İbn-i Ebi Hatim ve Ebu zur'a şöyle demişlerdir:


وأن الله عز وجل على عرشه بائن من خلقه 


Allah azze ve celle arşın üzerinde'dir. Muhlukatından da ayrıdır. 


[Lalekai, Şerh'u Usul-u İtikad,1/197]


Bu arada İbn-i ebi Hatım ve Ebu zur'a bunu söylerken bütün ilim ehillerinden böyle duyduklarını söylerler.


Keza gene meşhur hadis âlimlerin'den imam Tirmizi şunları söyler: 


علم الله وقدرته وسلطانه في كل مكان، وهو على العرش كما وصف في كتابه.


Allah'ın ilmi kudreti ve saltanatı heryerdedir. O ise kendini kitabında vasıfladığı gibi arşın üzerindedir. 


[Tirmizi, Sunen'ü't Tirmizi,5/403]


Keza gene imam Abdurrahman bin Mehdi dedi ki: 


إنه ليس في أصحاب  الأهواء شر من أصحاب جهم يدورون على أن يقولوا ليس في السماء شيء.


Heva ehli'nin arasında cehm'in ehlin'den daha şerlisi yoktur. Onlar semada birşey yoktur sözü üzerine dönüp duruyorlar. 


[Abdullah bin Ahmed,Es'Sunne,1/157]


El-Hakkârî  İmam Şâfiî'nin şöyle dediğini isnâdıyla birlikte nakleder:


أن الله تعالى على عـرشه في سمائـه يقرب مـن خلقه كيف شـاء وينزل إلى السماء الدنيا كيف شـاء


"Allahu Teala semasında arşının üzerindedir ve yarattıklarına dilediği şekilde yaklaşır.Dünya semasına da dilediği gibi iner.


[El+Hakkari,İ’tikadu İmam eş-Şafii, 18]


Selef âlimlerin'den İmam İshak Bin Rahiveyh şöyle söyler: 


قال أبو بكر الخلال" أنبأنا المروذي حدثنا محمد بن الصباح النيسابوري، حدثنا أبو داود الخفاف سليمان بن داود قال: قال إسحاق بن راهويه: 

قال الله تعالى: {الرحمن على العرش استوى} إجماع  أهل العلم أنه فوق العرش استوى، ويعلم كل شيء في أسفل الأرض السابعة.


"Allah Arşa İstiva Etti" İlim ehillerinin icması ile Allah arşın üzerine istiva etmiştir. Yedi kat aşağıda ki herşeyi De bilir. 


Devamında imam zehebi şöyle söyler: 


اسمع ويحك إلى هذا الإمام كيف نقل ال إجماع  على هذه المسألة.


Yazıklar olsun sana! Şu imamı dinle, nasılda bu meselede icma olduğunu aktarıyor. 


[Zehebi,El-Uluv,194]


Keza gene selef âlimlerin'den İbn-i Kuteybe der ki: 


والأمم كلها -عربيها وعجميها- تقول: إن الله تعالى في السماء  ما تركت على فطرها ولم تنقل عن ذلك بالتعليم. 


Arabı ve acemi ile bütün milletler diyorlar ki: allah'u Teâlâ semada'dır.Bu onların fıtratlarından kaynaklanır. Bu Öğretmekle nakl edilmemiştir. 


[İbn-i Kuteybe,Te'vil'u Muhtelefu'l Hadis,395]


İmam Harb El-Kirmani şöyle söyler: 


وهو على العرش   فوق السماء السابعة.


O(Allah) arşın üstünde yedi semanın üstündedir. 


[Harb El-Kirmani,Mesail,3/973]


İmam İbn-i Huzeyme dedi ki: 


باب ذكر البيان أن الله عز وجل في السماء .


Allah azze ve celle'nin sema'da oluşunun zikrinin babı. 


[İbn-i Huzeyme, Et'Tevhid,1/254]


Keza meşhur müfessir imam taberi der ki: 


وهو على عرشه  فوق سمواته السبع.


O(Allah) arşın'in yedi semanın üzerindedir. 


[Taberi, Tefsir-u Taberi,23/169]


Gene Kadı Ebu Ya'ala deri ki:


ويجوز ان يقال انه في السماء على العرش.


Allah'ın semada olup arşın üzerindedir denmesi caizdir. 


[Ebu Ya'ala,El-Mu'temed,56]


Keza meşhur maliki âlimi Hafız İbn-i Abdi'l Ber der ki: 


وكذلك ليس جهلنا بكيفية "على عرشه" يوجب أنه ليس على عرشه. 

Aynı şekilde Allah'ın arşın üzerinde oluşunun keyfiyyetini bilmememiz,onun arşın üzerinde olmadığını gerektirmez. 


[İbn-i Abdi'l Ber,Et-Temhid,5/148]


İmam Eşari der ki: 


فلولا أن الله عز وجل على العرش   لم يرفعوا أيديهم نحو العرش،


Eğer Allah azze ve celle arşın üzerinde olmasaydı,ellerini arşa doğru kaldırmazlırdı.


[Eşari,El-İbane,409]


Keza imam Beyhakî der ki:


والعرش أعلى السموات، فهو على العرش  كما أخبر بلا كيف، بائن من خلقه.


Arş semaların en yükseğindedir. O(Allah) haber verdiği üzere keyfiyetsiz bir şekilde arşın üzerindedir.Mahlukatindan ayrıdır. 


[Beyhakî, Menakibu'ş Şafiîyye,1/398]


Keza İmam Gazali şöyle söyler:


وهو فوق العرش والسماء وفوق كل شيء.


O(Allah) arşın ve semanın ve herşeyin üzerindedir.


[Gazali, Kavaid-u'l Akaid,52]


İmam Hattabi der ki: 


وليس معنى قول المسلمين: إن الله على العرش، هو أنه تعالى مماس، له أو متمكن فيه. أو متحيز في جهة من جهاته، لكنه بائن من جميع خلقه، وإنما هو خبر جاء به التوقيف، فقلنا به، ونفينا عنه التكييف إذ {ليس كمثله شيء وهو السميع البصير}.


Müslümanların Allah arşın üzerindedir sözünün manası Allah'ın arşa bitişik olduğu orda temekkun ettiği veya cihetlerden bir cihette tahayyüz ettiği anlamına gelmez. Bilakis Allah bütün mahlukatından ayrıdır. Bu haber bize tavkifi getirmiştir. Bizde onu deriz(Allah'ın arşın üzerinde olduğunu) ondan keyfiyeti nefy ederiz. Çünkü:"Hiçbirsey onun misli gibi değildir,O işiten ve görendir."


[Hattabi,Âlamu'l Hadis,2/1474]


Keza gene İmam Bakillani şöyle der:


فإن قال قائل أين هو قيل له الأين سؤال عن المكان وليس هو ممن يجوز أن يحويه مكان ولا تحيط به أقطار 

غير أنا نقول إنه على عرشه.


Biri bize dese ki: o(allah) nerededir? Ona denir ki:Nerede ifadesi mekanı sormaktır.o(Allah) kendisini bir mekanın çevreleyeceği, tarafların kendisini ihate edeceği birşey değildir.Şunun dışında: Biz Allah'ın arşın üzerinde olduğunu söyleriz.


 [Bakillani,Temhidu'l Evail,300-301]


İbn-i Ebi Zeyd El-Keyravani şöyle söyler:


وأنه فوق عرشه المجيد بذاته وهو في كل مكان بعلمه. 


O(Allah)zatiyla mecid olan arşın'in üzerindedir. İlmi ile heryerdedir. 


[İbn-i Ebi Zeyd El-Keyravani,Risale,18]


İmam Kassab şöyle söyler:


أن الله - جل جلاله - بذاته  في السماء على  العرش.


Allah celle celaluhu zatı ile semada Arşın üzerindedir.


[Kassab,Nuketu'l Kur'ân,2/68]


Keza gene İmam Ebu'n Nasr Es'Sizci deri ki:


وعند أهل الحق أن الله سبحانه مباين لخلقه بذاته فوق العرش بلا كيفية بحيث لا مكان.


Hak ehli'nin yanında Allah subhanehu mahlukatından ayrıdır. Keyfiyetsiz ve mekan olmaksizin zatı ile arşın üzerindedir. 


[Siczi,Risalet-u'Siczi,193]


İmam Osman bin Said Ed'Darimi dedi ki: 


وعلمنا يقينا بلا شك أن الله فوق عرشه فوق سمواته كما وصف، بائن من خلقه.


Biz kesin olarak bildik ki Allah vasıfladığı gibi arşın'in ve semavatının üzerindedir. Mahlukatından ayrıdır. 


[Darimi, Ar'radd-u Ale'l Cehmiyye,49]


Tebeei tabiin âlimlerinden olan imam evzai kendi asrından ve tabbin dönemi tabakasından icma aktararak der ki:


أخبرنا أبو عبد الله الحافظ، قال: أخبرني أبو عبد الله محمد بن علي الجوهري ببغداد، ثنا إبراهيم بن الهيثم، ثنا محمد بن كثير المصيصي، قال: سمعت الأوزاعي، يقول: كنا والتابعون متوافرون نقول: إن الله تعالى ذكره فوق عرشه، ونؤمن بما وردت السنة به من صفاته جل وعلا.


Biz(tebeei tabiin) ve Tabiinler (şunu demekte) birdik:Zikri yüce olan Allah arşın üzerindedir. Biz sünnettin getirdiği sıfatlara iman ediyoruz. 


[Beyhakî, El-Esma Ve's Sifat,2/304]


İbn-i Ebi Zemenin der ki: 


فوق جميع ما خلق.


Yarattığı herşeyin üzerindedir. 


[İbn-i Ebi Zemenin,Usul-u'sunne,88]


Keza selef âlimlerinden biri olan Kuteybe bin Said şöyle demektedir: 


قال أبو أحمد الحاكم وأبو بكر النقاش المفسر واللفظ له: حدثنا أبو العباس السراج قال: سمعت قتيبة بن سعيد يقول: 

هذا قول الأئمة في الإسلام  والسنة والجماعة: 

نعرف ربنا في السماء السابعة على عرشه، كما قال جل جلاله {الرحمن على العرش استوى} . 


Bu İslam'da, sünnet'te ve cemaat'te ki imamların sözüdür: biz rabbimizi yedi de semada Arşın üzerinde biliriz. Celle celaluhu'nun dediği gibi:"Rahmân arş'a istiva etti"


Ve devamında imam zehebi şöyle söyler: 


فهذا قتيبة في إمامته وصدقه قد نقل الإجماع على المسألة، وقد لقي مالكا والليث وحماد بن زيد والكبار


Bu Kuteybe  imamlığı ve sıdkı ile bu mesele üzerine icma olduğunu nakleder. Ve(kuteybe) maliği leysi Hammad bin zeydi ve diğer büyükleri görmüştür.


[Zehebi,El-Uluv,187]


İbn-i Batta şöyle söyler: 


 وأجمع المسلمون من الصحابة والتابعين، وجميع أهل العلم من المؤمنين أن الله تبارك وتعالى على عرشه، فوق سماواته بائن من خلقه.


Sahabelerden Tabiinden ve müminlerden olan bütün ilim ehilleri Allah Tabereke ve Teâlâ'nın semavatların üzerinde Arsin üzerinde ve mahlukatından ayrı olduğuna dair icma etmiştir. 


[İbn-i Batta, İbanetu'l Kübra,7/136]


Şeyh Abdülkadir Geylani şöyle der: 


وهو بائن من خلقه، لا يخلو من علمه مكان، ولا يجوز وصفه بأنه في كل مكان، بل يقال: إنه في السماء على العرش.


O(Allah) mahlukatın'dan ayrıdır.Onun ilminden bir mekan boş kalmaz. Onu her mekandadir diye vasf etmek caiz olmaz. Bilakis denir ki: O Semada, Arşın üzerindedir. 


[Abdulkadir Geylani,El-Ğunye,1/124]


Hanbeli mezhebi fıkhın'da en mutemed fakihlerden olan imam İbn-i kudame el'makdisi şöyle söyler:


ثم قد ثبت بكتاب الله والمتواتر عن رسول الله صلى الله عليه وسلم وإجماع السلف أن الله تعالى في السماء  على عرشه.


Sonra Allah'ın kitabı ile peygamber sav'den (gelen) mutevatir(haberler ile) ve selef'in icması ile sabit olmuştur ki Allahu Teala semada Arşın üzerindedir. 


[İbni Kudame, Zemmu't Tévil,46]


 İbn-i Teymiyye şöyle der: 


ثم عامة كلام الصحابة والتابعين ثم كلام سائر الأئمة: مملوء بما هو إما نص وإما ظاهر في أن الله سبحانه وتعالى هو العلي الأعلى وهو فوق كل شيء وهو على كل شيء وإنه فوق العرش وأنه فوق السماء.


Sonra sahabe tabiin ve diğer imamların sözlerinin geneli ya nas ile yada zahir ile Allah subhanehu ve teâlâ'nin yüce ve en yüce oluşu ile onun herşeyin semanın ve arşın üzerinde oluşu ile doludur. 


[İbn-i Teymiyye, Mecmuu'l Fetava,5/12]


Keza Hanefi âlimlerin'den İbn-i ebi'l izz dedi ki: 


فهو  فوق العرش


O(Allah) arşın üzerindedir. 


[İbn-i ebi'l izz, Şerh'u'lAkidetu't Tahaviyye,2/372]


Keza İmam Tahavi şöyle der: 


وهو مستغن عن العرش وما دونه محيط بكل شيء وفوقه. 


Onun(Allah) arş'a ve dışındakine ihtiyacı yoktur.herşeyi ihate etmiştir ve herşeyin üstündedir. 


[Tahavi, Akidetu't Tahaviyye,55-56]


Şafi mezhebinin meşhur fakihlerinden olan Ebu'l Hüseyin El-İmrani dedi ki: 


قد ذكرنا في أول الكتاب أن عند أصحاب الحديث والسنة أن الله سبحانه بذاته بائن عن خلقه، على العرش استوى فوق السموات، غير مماس له، وعلمه محيط بالأشياء كلها.


Kitabın başında zikretik ki hadis ve sünnet ashabı'nın yanında Allah zatı ile mahlukatından ayrı olup bitişik olmadan arş'a istiva etmiştir ve semaların üzerindedir. İlmi bütün herşeyi ihate etmiştir. 


[El-İmrani,El-İntisar,2/607]


İmam Ebu Osman Es'Sabuni der ki:


ويعتقد أهل الحديث ويشهدون أن الله سبحانه وتعالى فوق سبع سماوات على عرشه.


Hadis ehli inanır ve şahitlik eder ki Allah yedi gök semada Arşın üzerindedir. 


[Sabuni, Akidetu's Selef]


 İbn-i Ruşd El-Hafid dedi ki: 


القول في الجهة: وأما هذه الصفة فلم يزل أهل الشريعة في أول الأمر يثبتونها الله سبحانه حتى نفتها المعتزلة، ثم تبعهم على نفيها متأخر و الأشعرية كأبي المعالي ومن اقتدى بقوله، وظواهر الشرع تقتضي إثبات الجهة. ... لأن الشرائع كلها مبنية على أن الله في السماء


Cihet(hakkında ki) söz: Şeriat ehli baştan beri bu sıfatı Allah'a isbat ederlerdi ta ki mutezile gelip bunu nefy etti. Sonra onlara müteahhir olan bazı eşariler onlara tabi oldu ebu'l Meali(El-Cuveyni) ve ona tabi olanlar gibi. Şeriatın zahiri cihet ispatını gerektirir. Çünkü bütün şeriat Allah'ın semada oluşuna mebnidir. 


[El'keşfu En'menahicu'l Edille]


Keza İmam Acurri şöyle söyler: 


والذي يذهب إليه أهل العلم: أن الله عز وجل سبحانه على  عرشه فوق سماواته.


İlim ehli'nin gittiği(yol) şudur: Allah azze ve celle Sübhanehu Arsin üzerinde yedi semanın üzerindedir.


[Acurri,Eş-Şeria,3/1076]


Keza Kavvam-u'ssunne El-İsbehani şöyle söyler. 


قال أهل السنة الله فوق السماوات.


Ehl-i Sünnet dedi ki: Allah semaların üzerindedir. 


[El-İsbehani, El-Hucce Fi Beyan-i'l Mahacce,2/82]


Keza Eşari âlimlerinden olan imam kurtubi müteahhir ulemanın Allah'ın zatı ile arşın uzerinde olmasını nefy ettiğini aktardıktan sonra, selef-i salihi'nin bu konu ile alakalı akidesini şöyle itiraf eder: 


وقد كان السلف الأول رضي الله عنهم لا يقولون بنفي الجهة ولا ينطقون بذلك، بل نطقوا هم والكافة بإثباتها لله تعالى كما نطق كتابه وأخبرت رسله. ولم ينكر أحد من السلف الصالح أنه استوى على عرشه حقيقة.


İlk selef -allah onlardan razı olsun-(Allah'tan) cihetin iptali hakkında konuşmamışlardır.Sadece kitabın konuştuğu gibi bunu(Allah'ın Uluvda oluşunu) ispat etmişlerdir. Selefi salihin'den hiç kimse Allah'ın hakiki olarak arşa istiva ettiğini inkar etmemiştir. 


[Kurtubi, Tefsir-u Kurtubi,7/219]


Keza Mutasavvıf olan muasır müfessir İmam Alusi selefin görüşünün de bu olduğunu ve bunun hak olduğunu ifade ederken şunları söyler: 


والفوقية بمعنى الفوقية في الفضل مما يثبتها السلف لله تعالى  أيضا وهي متحققة في ضمن الفوقية المطلقة، وكذا يثبتون فوقية القهر والغلبة كما يثبتون فوقية الذات ويؤمنون بجميع ذلك على الوجه اللائق بجلال ذاته.


Selef'in Allah'ı vasfettiği Üstünlük anlamında ki favkiyyet, mutlak favkiyyetin içine girer. Keza onlar(selef) (Allah'ın) zatına favkiyyet ispat ettikleri gibi kahr ve galebe favkiyyeti'de ispat ediyorlardı. Allah azze ve celle'nin zatına laik bir şekilde hepsine iman ediyorlardı. 


Sonra İmam Alusi Cihet meselesini uzun uzun anlatır. Cihet ispat etmek Allah'ı hiçbir cihetin kuşatmayacağı, Allah'ın mahlukatın olmadığı yerde en yukarda olduğu anlamında ise bu caizdir der. Ve devamında şunları söyler: 


وبالجملة يجب تنزيه الله تعالى عن مشابهة المخلوقين وتفويض علم ما جاء من المتشابهات إليه عز شأنه والإيمان بها على الوجه الذي جاءت عليه.


Vel hasıl Allah'u Teâlâ'yı mahkuktına benzetmekten tenzihi vaciptir. Muteşabih olan şeylerin ilmi Allah'a havale edilir. Ve (lafizlara) geldiği üzere iman edilir. 


[Alusi,Ruhu'l Me'ani,4/110-1


__________________________________________


Allah سبحانه وتعالى Zatı ile (Yedi Kat Semanın Üstüne) Arş’tadır,


İbn Ebi Şeybe Der Ki ;


إن الآيات والأحاديث التي جاء فيها ذكر عرش الرحمن تبارك وتعالى لتدل دلالة واضحة على أن لعرش الرحمن مكاناً قبل وجود السموات والأرض وبعد خلقهما، فأما مكانه قبل خلق السموات والأرض فالآيات والأحاديث تبين لنا أن مكانه على الماء، فالله سبحانه يقول في كتابه الكريم : ﴿ وَهُوَ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الْمَاءِ .


قال الطبري في تفسير هذه الآية: (وقوله (وَكَانَ عَرْشُهُ عَلَى الماء، يقول وكان عرشه على الماء قبل أن يخلق السموات والأرض وما فيهن، وعن أبي نجيح عن مجاهد في قول الله ﴿وَكَانَ عَرْشُهُ


على الماء قبل أن يخلق شيئاً) (1) .


Ayet ve hadislerde geldiği üzere mübarek ve yüce olan Rahman'ın arşının zikredilmesi apaçık bir şekilde delalet etmektedir ki; yerin ve göğün var olmasından öncede ve yaratılmasında sonrada mekan olduğuna delildir. Onun mekanına gelince Ayet ve Hadislerde bize beyan edildiği kadarıyla mekanı; yerin ve göğün yaratılmasından önce oluşmuş ve suyun üstündedir. Herşeyden münezzeh Allah, kerim kitabında diyor ki: "Gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Ve arşı, su üstündedir." (Hud,7)


Taberi, "Arşı da su üstündedir." (Hud, 7) ayetinin tefsiri hakkında der ki: "Yerin, göğün ve her ikisi arasındakilerin yaratılmasından önce arşı suyun üstündedir. Ebi Necih’ten o da Mucahid’ten (bize haber verdiğine göre İmam Mücahid) Allah’ın "Arşı da su üstündedir." sözü (hakkında şöyle demektedir: "Arşı) herşeyi yaratmasından öncedir." 


(İbni Ebi Şeybe’nin Al Arş Kitabı, Sayfa 79)


_______________


مقادير الخلائق قبل أن يخلق السموات والأرض بخمسين ألف سنة


قال : وعرشه على الماء .


وكذلك حديث أبي رزين العقيلي قال : قلت: يا رسول الله، أين كان ربنا قبل أن يخلق خلقه ؟ قال : كان في عماء، ما تحته هواء، وما


فوقه هواء، ثم خلق عرشه على الماء .


فكل من الآية والأحاديث تدل دلالة قاطعة على أن مكان العرش منذ خلقه على الماء، وليس المراد بالماء هنا ماء البحر؛ لأن ماء البحر إنما وجد بعد خلق السموات والأرض، وإنما الماء المذكور هنا ماء آخر


تحت العرش على ما شاء الله تعالى (۱) ..


Ve buna Sünnet'ten delillere gelince pek çoktur. Bu hadislerden biri de İmran bin Husayn'den geldiği üzeredir: "Allah vardı. O’ndan önce hiçbir şey yoktu. O’nun Arş’ı su üzerindeydi. Zikirde her şeyi yazdı. Sonra gökleri ve yeri yarattı."


Ve aynı şekilde Abdullah bin Amru bin Al As'tan geldiği üzere: "Herşeye gücü yeten ve yaratan Allah, yeri ve göğü yaratmadan elli bin sene önce şöyle yazdı: Arşı suyun üstündedir."


Ve yine aynı şekilde Ebi Razeyn El Ukayli'den geldiği üzere: "Dedim ki: Ey Allah'ın Elçisi, yarattıklarını yaratmadan önce Rabbimiz neredeydi? Dedi ki: '‘Ama'da idi, ne altında ne de üstünde hava vardı. Sonra Arşını su üzerinde yarattı."


Bütün ayet ve hadisler katî bir şekilde arşın mekanı (mahlukatı) yaratmadan önce suyun üzerinde olduğuna delildir. Ve buradaki kastedilen su; (denizdeki su) gibi değildir. Çünkü denizdeki su yerin ve göğün yaratılmasından sonra meydana gelmiştir. Burada söz edilen su, Allah’ın dilemesi ile Arşın altında olan başka bir sudur. 


(İbni Ebi Şeybe Al Arş, Sayfa 80


Süleyman et Teymi Der Ki ;


وقال ضمرة بن ربيعة (1) عن صدقه ، سمعت سليمان التيمي يقول : لو سئلت أين .. الله .. ؟ لقلت في السماء ، فإن قال فأين كان عرشه قبل السماء ؟ لقلت على الماء ، فإن قال : فأين كان عرشه قبل الماء .. ؟ لقلت لا أعلم . قال أبو عبد الله وذلك لقوله تعالى :


ولا يحيطون بشيء من علمه إلا بما شاء (۲) ) يعني إلا بما بين


Damre bin Rebi’a Sadaka’dan rivayet edip dedi ki: Süleyman Et Teymi’nin şöyle dediğini işittim: "Şayet, Allah nerededir? diye sorulursa, "semadadır" derim. Şayet, "Semadan evvel Arş’ı nerede idi?" diye sorulursa, "su üzerinde idi" derim. Şayet, "sudan evvel O’nun Arş’ı nerede idi?" diye sorulursa, "bilmiyorum” derim." 


Ebu Abdillah (İmam Buhari) dedi ki: Bu (son sözün) dayanağı şu ayettir: “Dilediğinden başka O’nun ilminden hiçbir şeyi kavrayamazlar" (Bakara 255) yani ancak O’nun beyan ettikleri kadarini anlayabilirler.


 (Halkul Afal Al-İbad, Sayfa 37)


____________


İbn Mübarek Der Ki ;


۲۲ - حدثني أحمد بن إبراهيم الدورقي، ثنا علي بن الحسن بن شقيق، قال: سألت عبد الله بن المبارك: كيف ينبغي لنا أن نعرف ربنا ل ؟


قال: على السماء السابعة على عرشه، ولا نقول كما تقول الجهمية:


إنه ها هنا في الأرض 


Ahmed bin İbrhaim Ed Devreqi bana bildirdi: Ali bin Hasan bin Şeqiq bize bildirdi: Abdullah ibni Mubarek’e Rabbimiz عز وجل’yi nasıl tanırız? diye sorulması üzerine şöyle diyordu: "Yedi kat semanın üstünde arşında (Rabbimizi tanırız, biliriz.) (Sakın ha) Cehmiyye’nin, O (yani Allah) yeryüzündedir (heryerdedir) dediği gibi demeyin." 


(Kitâbus Sunne lil Abdullah bin Ahmed bin Hanbel, No:22)


 

__________________


Eğer uğraşılırsa bu konuda sayılamayacak kadar ulemadan nakil yapılabilir. Fakat bu risaleyi çok uzun tutar. Bu kadar naklin ehli sünnet'in  bu konuda ki inancını göstermede kafi geleceğini düşünüyorum o yüzden bu kadarı ile yetiniyorum.


Hamd âlemlerin rabbine salât ve selâm rasulune olsun.


(Alıntı Hüseyin Ekinci kardeşimin kaleminden)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cengiz Han'ın "El-Yasek" adlı kanun kitabı ile hükmedip tekfir edilişi'nin tahlili

Ölüler ile İstiğase'nin Hükmü

İbn Teymiyye Uyanık Olduğu Halde Nebi (S.A.V, ) in yanına geldiğini söyleyenler Hakkında Dedi Ki ;